Odamdan, avludaki masayı ve üzerindeki tabureyi zar zor seçebiliyordum. Uzun bir adam; üzerinde boyunca beyaz bir gömlek; elleri arkadan bağlı. Hemen yanında sarıklı birisi… Gün aymamıştı henüz. Saatler, sabahın altısını var gücüyle ensesinden tutmuş çekiştiriyordu. Yıldızlar, birazdan doğacak güneşe isyan bayrağı çekercesine bahçede toplaşmış, birbirlerini eze eze. Zamanı durdurmaya yetmiyordu gücüm. Düştüğüm bu mezbeleden uykuya imdat ediyordum. Ne var ki bütün uzuvlarım beni ayık tutmaya yemin etmişcesine direniyorlardı. Devletin memuriyet mesuliyeti, beni bu sahneye mecbur kılıyordu.
Son arzusu, Rodrigo’nun gitar konçertosuymuş. Değil medet mesnet, değil makam mevki, değil şan şöhret. Rodrigo’nun gitar konçertosu…
Tabureyi kendi tekmeledi. Cellat masayı çekti. Çift ilmekliydi urgan. Tam 25 dakika sürdü. Ondan geriye yalnızca yeşil parkası kaldı.